Pazartesi, Şubat 20, 2006
'el'lerin elindeki asa
suskun kalırdım çoğu zaman
ölüm düşerdi peşime.
karanlıkta kalırdım
seni gözlerdim gözlerimle
bana baktığın utangaç gözlerini
yürüdüğüm olurdu sensiz sokaklarda
ona buna çatardım bazen
belki sonu sana çıkar diye
meçhul yerlere giderdim

nasır narlı
 
@ 9:45 ÖS | Hepisi | 0 Yorum
Cumartesi, Şubat 18, 2006
Öykü ve şiir
Asa kimin elinde? Bu suali ciddi mahiyette düşünmenin yoludur şiir. Mecazı kavrayış gücümün nispetinde içsel derinliğime doğru inerken, üslubumu katılaştırmadan, dondurmadan, dilin imkânlarına alabildiğine sezgisel bir anlam katarak; muhayyilemin bana sunduğu ve ancak rüya alanında yaşanabilecek görüntü, ses, hız, zaman, mekân gibi algısal olguları insanlara beğendirmek kaygısından ziyade hissettirme çabasıdır şiir.

Öykü ile şiir arasındaki sınır son derece belirsizdir. Bu sınırın ayrımına varamadığınız zaman şiirden uzaklaştıkça öyküye yaklaşmış olursunuz. Elbette öyküden uzaklaştıkça da şiire o kadar yakınsınız demektir. Şair gezdiği yerleri betimlemez. Fakat uğradığı yerlerden size lezzetler ikram eder, armağanlar getirir. Şair elinde duran soylu asasıyla hep baktığı tarafı işaret eder. Elinde asa olmayan şairin ise betimlemekten başka çaresi kalmamıştır.

yunus nadir
 
@ 1:13 ÖS | Hepisi | 0 Yorum
Cumartesi, Şubat 04, 2006
Asa hayal mi yoksa gerçek midir?
Asa dediğin elde deynek midir ?
Çile vurulan sırta köynek midir?
Herkes asaya kavuşmak istiyor,
Hak'tan kuluna gelen destek midir?
Her ah edişte dil yarsiz kalsaydı,
Bülbül konmadan gülleri solsaydı,
Ne farkeder ki zalimde olsaydı,
Asa hayal mi yoksa gerçek midir?
Musa'da desem ölüler dirilir,
İsa'da desem çarmıha gerilir,
Hatemül Enbiya bizde bilinir,
Dermanî benim deyip sevmek midir?
(DERMANÎ)

Ali Kaybal
 
@ 3:43 ÖÖ | Hepisi | 0 Yorum
şiir hayalden beslenir
âsanın kimin elinde olduğunu ancak 'mürşitsiz halvete' giren 'şâirler' dert edinir. zira şiir, hayalden beslenir, hayal de gayb ve şehadet alemleri arasında aracı bir alemdir. iki kara arasındaki gemi gibi. âsa şairin elinde değildir, o ancak âsasıyla denizde yol açan 'sâhib-i kelamın' yolundandan ilerleyebilir. zira mürşitsiz halvette açılan kapılardan nelerin gireceği belli olmaz.

efruz
 
@ 3:41 ÖÖ | Hepisi | 0 Yorum
serçe sesleri
'kanaryanın sarı ve sarsılmaz sesi' kesildiğinden beri, âsa da yok ortalarda. hani ara sıra kulağımıza "serçe" sesleri değmiyor da değil. öz bahçemiz kurudu, "şebeke suyu" da ulaşamıyor buralara.neyleyelim; "gitti haznedar/ hazine kaldı (biz gibin) sarhoşlara"..

erdal s. pınar
 
@ 3:34 ÖÖ | Hepisi | 1 Yorum
asayı tutan şiire hükmedebilir mi?
şiir şiir şiir... varlıkla yokluk gibi. şiir ya da saf şiir var mıdır? ya da asayı tutan şiire hükmedebilir mi? asayı tutmak şiiri tanımlamak ve şiir budur demek için yeterli mi ya da kime göre yeterli... asa elimde olsaydı şiiri aşağılamaz şairleri silerdim kumun üzerinden...

ali doğan
 
@ 3:19 ÖÖ | Hepisi | 1 Yorum
yol bilmeden iz sürenler
asa;
her zaman sefer halinde olanların
yüreğinde küllenmeyen ateşler taşıyanların
sesinde eşsiz tınılar yankılananların
yol bilmeden iz sürenlerin
sözün kısası, bir ömür
arayanların elinde, yüreğinde...

rukiye şahbaz
 
@ 3:14 ÖÖ | Hepisi | 0 Yorum